Geçen yıldan beri gidip görmek için yanıp tutuşuyordum. Bunca zaman buranın varlığından nasıl da bir habermişiz? Kumlar kar gibi beyaz, maviler olabildiğince turkuvaz, kumsallar da olabildiğince kalabalık.
Bizimle birlikte 10-15 tur otobüsü yanaşmış az ileride hepsi. Ortalama 600 kişinin turist olarak bulunduğu bir göldeyiz. Peki nedir bu Salda gölü’nü bu kadar meşhur yapan?
Neden Salda?
Biz Salda’ya Isparta Lavanta Festivali dönüşünde uğradık Temmuz’un ilk haftası. Hava 41 derece saat 17:00 civarıydı. Ancak plajlar hınca hınc dolu. İnstagram fotoğrafı çekmek için gelen beyaz elbiseli genç kızlarımız var her yere serpiştirilmiş. Beyaz elbise olmazsa Salda da fotoğraf çekilemiyorsunuz, yasak 🙂 Ortalama 2000-3000 kişi vardır sanırım.
Biz turla geldik, ama özellikle sadece Salda’ya gelmenin bir anlamı yok. Antalya’ya gideken yol üzeri uğranılabilecek bir yer. Bir de sezon dışı gelip kamp yapmak daha huzurlu olabilir. Ayrıca göl etrafında her yer bu kadar beyaz kumlu değil. Biz en güzel yerindeydik büfeler, cafeler ve duşlar da vardı. Bildiğimiz beacler yapmışlar. Turla gelirseniz sizi en güzel yere götüreceklerdir.
Bütün gün burada geçirmek sıkıcı olabilir. Ya yarım gün ayırın ya da alternatif rotalar çizin.
Salda Gölü Burdur’un Yeşilova ilçesinde 1180 metrede olan bir krater gölü. Türkiye’nin Maldivleri 🙂
Türkiye’nin en temiz dünyanın beşinci en temiz gölü.
Tektonik krater gölü olduğundan Salda’nın suyu soda, magnezyum açısından oldukça zengin. Hepsi cilde ve saça çok iyi gelen şeyler. Biz gittiğimizde çok kalabalık olduğu için kıyılardaki sular bulanık ve kil yapısı yüzeye çıkmıştı.
Kumu da killi yapıda olduğundan cilde çok iyi gelen çamuru vucudunuza yüzünüze sürebiliyorsunuz.
Sit alanı olduğundan çevresi imara açık değil. Bu nedenle de (henüz ) el değmemiş nitelikte. Ancak yakın zamanda günübirlik tesis yapılacağını duydum. Umarım gölün bu doğal yapısı bozulmadan planlanır tesisler.
Kumu da rengi gibi Maldivler’in aynısı. Zaten burayı böyle cennet gibi yapan da bu beyazlığı. Aslında kumla karışık küçük taşlar diyebiliriz. Ona bu beyaz rengi veren de magnezyum minerali. Hatta gölde uzun süre bir şey bırakıldığında beyazlıyor, bu da gölün hala magnezit ürettiğini gösteriyor.
Ayrıca Salda’nın kumunun Mars’ın yüzeyiyle aynı olduğu söyleniyor.
Eğer Salda da Yüzmek İstiyorsanız;
Öncelikle şunu söyliyim, ben yüzmedim. Çünkü adımımı atar atmaz suyun killi yapısı beni dizime kadar içeri çekti. Hiç bir okuduğum yazı ya da makalede bu belirtilmiyordu.
Öylesine korktum ki yüzme bilmeme rağmen bir daha sadece kumun sert olan yerlerinde yürüdüm. Ayrıca yanımda bikinilerim de yoktu, belki olsaydı girermiydim diyorum. Yok yok yine girmezdim 🙂
Gölde küçük su yılanları var. Bunları da okumadım ve duymadım kimse de yazmamış. Bunları bilerek gidin.
Yer yer telefon şebekesi ve 3G çekmiyor arkadaşlar, bunları bilerek gidin.
Beyaz kumlardan ve güneşin ovaya dik inmesinden güneş sanki direk derinizin içine işliyor.
Salda da gecelemek isteyenleri jandarma gelip kaldırıyormuş, kalacak yeriniz yoksa temkinli gidin.
Lütfen Bunları Yapmayın;
Burası ekolojik açıdan çok önemli ve sürekli kendini yenileyen bir göl. Buranın karbonatlı kumlarını alıp sanayide işletilmeye götürülüyormuş. Bu nadide değerler için elimizden geleni yapalım koruyalım.
Suların içinde dondurma paketleri, çekirdek artıkları yüzüyordu. En azından yanınıza poşet alıp çöpünüzü evde atın, annelerimiz hep bizi bu şekilde uyarırdı küçükken. Bunları unutmayalım bu cennet vatanımızı bir sonraki nesillere olduğu gibi bırakalım.
Keşifte Kalın, sevgiyle kalın…
0
Bir yanıt yazın