İstanbul’a bir arkadaşınız, eşiniz, dostunuz gelecekse uzaklardan, onu hemen Pera’ya (Beyoğlu) getirin. Arkanıza Galata Kulesi’ni alın ve başlayın İstanbul turunuza.
İstanbul’u tanımak için en doğru orjin noktasıdır Beyoğlu. Önü Haliç Karaköy Eminönü ve alabildiğine boğaz manzarası. Arkası Galata, Taksim..
O zaman Galata’yı yakından tanıyalım…
Geçmiş dönemlerde İsa Kulesi olarak da adlandırıldığı bilinen Galata Kulesi’nin yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak Galata Kulesi’nin yapım tarihi ile ilgili yapılan tahminler arasında en çok MS 500’lü yıllar işaret edilir. Tarihi Galata Bölgesi’nde yer alan en önemli ve en eski eser olan bu kule; Romalılar, Venedikliler, Cenevizliler ve Osmanlılar tarafından farklı amaçlar için tarih boyunca kullanılmıştır.
Osmanlı Döneminde Galata Kulesi
Osmanlılar için Galata Bölgesi; aynı Romalılarda da olduğu gibi bir dış mahalle olarak görülmüştür. İstanbul’un kadılık ile yönetilmekte olan 4 önemli bölgesinden (Suriçi, Eyüp, Üsküdar ve Galata kadılıkları) birisi de burasıdır. 1453 yılındaki fetihten sonra Cenevizliler, burada yer alan iskân ve ticaret haklarını korumuşlardır. İstanbul’un fethinden sonra bölgeyi teslim alan Osmanlılar; Cenevizlilerin ve Venediklilerin kendilerine fayda sağlayacaklarını da biliyorlardı ancak Osmanlılar, Galata konusunda mesafeli olmaya devam ettiler. Devlet ve halk, 1800’lü yıllarda Galata Bölgesi’ni çok fazla kendilerine ait görmediler. Yapılan araştırmalara göre 1600’lerde, bölgenin nüfusunun %80’lik büyük bir kısmının Hristiyan olduğu da ortaya çıkmıştır. Kendi içerisinde farklı yerleşkelere ayrılan Galata Bölgesi’nde 70 Rum, 18 Müslüman, 3 Frenk, 2 Ermeni ve 1 Yahudi mahallesi bulunuyordu.
Hezarfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesi’nden Uçuşu
Hezarfen Ahmet Çelebi, yüzyıllar önce aynı düşünceleri gerçekleştirmek isteyen İmam Cevheri adlı Türk bilginini kendisine örnek almıştır. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin, uçmayı gerçekleştirme girişimleri Galata Kulesi’nden önce Okmeydanı’ndaki deneyler ile tecrübe edilmiştir.
Lodoslu bir sabahta, İstanbul halkının da meraklı gözleri arasında kendisini Galata Kulesi’nden boşluğa bırakan Hezarfen Ahmet Çelebi, rüzgârın da etkisi ile uçarak İstanbul Boğazı’nı aşmış ve Üsküdar’a inmiştir. Uçuş hakkındaki bilgiler Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de yer alır.
Galata Kulesi Efsaneleri
Galata Kulesi denildiği zaman en fazla duyulan iki ayrı efsanevi hikaye akıllara gelir. Efsanelerden ilkine göre; Romalılar, bir kadın ve erkeğin Galata Kulesi’ne ilk kez birlikte çıktıklarında, onların mutlaka evlenmeleri ile sonuçlanmaktadır. Fakat çiftlerden biri daha önce Galata Kulesi’ne çıktıysa bu tılsımın bozulacağına inanılır.
Bir diğer efsane ise biraz daha masalsıdır. Bu efsanevi hikayeye göre; Galata Kulesi ve Kız Kulesi birbirlerine aşık iki kuledir. İki kule arasında yer alan büyük boğaz sebebiyle bu kulelerin kavuşmalarına da imkânsız gözü ile bakılmaktadır. Günden güne özlemleri daha da artan kuleler, bir gün Hezarfen Ahmet Çelebi’nin kuleye tırmanması ile birlikte aralarındaki boğazın artık sorun olmaktan çıkacağını düşünürler. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin Avrupa yakasından Anadolu yakasına uçması da aslında iki kulenin aşkına bağlanmaktadır. Rivayete göre; Hezarfen Ahmet Çelebi, Galata Kulesi’nin yüzyıllardır biriktirdiği mektupları yanına alarak kanatlanmış ve uçuşu sırasında Kız Kulesi’ne bu mektupları bırakmıştır. Aşkının karşılıksız olmadığını anlayan Kız Kulesi ise mektuplardan sonra daha da güzelleşmeye başlamıştır. Galata Kulesi de sevgisinin karşılıksız ve tek taraflı olmadığını anlamıştır. Birbirlerine duydukları bu derin duygular ise onların yüzyıllara meydan okumasına yardımcı olmuştur.
Galata Surlarının Hikayesi
“Hristos Surları” olarak da adlandırılan Galata Surları’nın üçü kara tarafında, biri ise deniz tarafındadır. Galata Bölgesi’ne giriş ve çıkışlar; eskiden on iki ayrı kapıdan yapılıyordu. Bu kapılardan dokuz tanesinin deniz yönünde olması ise Galata’nın bir liman kenti olduğunu göstermektedir. Baştan sona toplamda 14 kilometre olduğu söylenen Galata Surları’nın; 10 metre ile 12 metre yüksekliğe sahip olduğu söylenmektedir. Bu surların son kalıntısının ise 1864 yılında yıkıldığı biliniyor.
Galata Kulesi’ne Ulaşım
Galata Kulesi’ne en kolay ulaşım yolu ise metrodur. Yenikapı-Hacıosman metrosuna bindikten sonra Şişhane çıkışında inerek Refik Saydam Caddesi’ne ulaşabilirsiniz. İstiklal Caddesi tarafından Galata Kulesi’ne geliyorsanız; metronun olduğu sokağın bir ilerisinde yer alan sokağa girerek Tünel Meydanı’na ulaşabilir ve Galata Kulesi’ne gelebilirsiniz. Ziyaretçilere açık olan Galata Kulesi içerisinde yer alan restoranı, gece saat 22.00’ye kadar ziyaret edebilirsiniz
Refik Saydam Caddesi üzerinde yer alan İstanbul Kültür Sanat Vakfı binasının yan aralığında kalan yoldan, ortalama olarak 300 metre süren kısa bir yürüyüşün ardından Galata Kulesi’ne ulaşabilirsiniz. Yürüyeceğiniz bu yolda keyifli fotoğraflar da çekebilirsiniz.
0
Bir yanıt yazın